OSMANLI'DA DİŞ KİRASI
Yeri geldiğinde Osmanlı’ya verip veriştiren, sürekli eleştirenlere sadece diş kirasını hatırlatmak isterim. Osmanlının ne kadar büyük bir medeniyet olduğunu, her alanda ne kadar büyük ve günümüzde yanına bile yaklaşamadığımız güzel hasletlerle dolu olduğunu bilmemiz gerekiyor.
Nedir Diş Kirası? Osmanlı zamanında özellikle zengin, hali vakti yerinde olan kimselerin iftar davetinden sonra davetliler teravih için evden ayrılırken çeşitli hediyeler vermesidir. Sebebi ise Allah razı olsun davetime icabet ettin. Beni mutlu ettin. Benim sevap kazanmama vesile oldun. İkram ettiğim yemeği yerken dişin yoruldu, aşındı. Bende sana bunun karşılığı olarak çeşitli hediyeler veriyorum demektir.
Ne muazzam, ne büyük bir gelenektir. Düşünsenize günümüzde davet edeceksiniz. Davetten sonra bir de üstüne hediye vereceksiniz. Yılın olayı olur belki de. İşte bizim ecdadımız bu kadar ince ve nezaket sahibi idi. Bakmayın siz Osmanlıyı kötüleyenlere. Kaç defa Osmanlı ile ilgili kitap belge okudu acaba. Okuduğu halde bu güzel davranışları, hasletleri görmeyip Osmanlıyı eleştirel bakış açısıyla yazıyorsa ya art niyet vardır ya da Osmanlıyı doğru tahlil edememiştir.
Yine Osmanlıdan bir adet daha yazayım o zaman. Osmanlı zamanında kapılarda iç içe geçmiş iki tokmak olurdu. Misafir olarak gelen erkek ise, büyük tokmağı çalar ki kapıyı evdekilerden erkek birisi açsın. Eğer gelen misafir bayan ise küçük tokmağı çalar ki o zamanda evdeki bayan açsın.
Şimdi bu ince düşünceye hayran kalmamak mümkün mü? Osmanlıdan öğreneceğimiz çok şey var aslında. Çıkarmamız gereken çok dersler var. Aslında Osmanlıyla bağımız ne kadar güçlü olursa Osmanlı medeniyetinin o büyük ve ihtişamlı geçmişinden o kadar çok istifade edebiliriz. Ama Osmanlıyla bağımızı kestiler yıllarca. Osmanlıyı savunmak, Osmanlıyı öğrenmeye çalışmak gericilik olarak lanse edildi.
Son yıllardaki çalışmaları da, Osmanlıyla bağımızı güçlendirme faaliyetlerini de takdirle karşılamak lazım elbette. Çeşitli çizgi filmler ve dizi filmler bunun en güzel örneği. Osmanlı zamanında yazılan eserlerin de rahatlıkla ulaşılabilir duruma getirilmesi Osmanlıyla bağımızın güçlenmesine fayda sağlıyor elbette. Zaten Osmanlı bu kadar ince, bu kadar muazzam düşünen bir medeniyet olmasaydı. 600 yıl nasıl olurda dünyaya hükmedebilirdi. Bir medeniyet hak üzere olduğu sürece, hükmettiği halkları mutlu ettiği sürece payidar olabilir.
Evet, bize düşen Osmanlıyı iyi anlamak, Osmanlının büyüklüğünü görüp onu yeni nesillere öğretmektir. Osmanlıyı ne kadar iyi tahlil edersek biz de bir o kadar büyür ve güçleniriz. Gelecek geçmişimizi iyi öğrenip günümüze uyarlayarak daha güzel olacak. 24.05.2018 |